1-) Hakaret suçunun tanımı;
Hakaret Türk Ceza Kanunun (TCK) sekizinci bölümünde ‘’Şerefe Karşı Suçlar’’ başlığı altında TCK 125, 126, 127, 128,129, 130 ve 131. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre TCK 125. Madde 1.fıkrası ‘’… Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir…’’ hükmünü düzenlemektedir.
Buna göre hakaret suçundan bahsedebilmek için;
1-) kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek,
2-) veya sövmek sureti ile kişinin şeref ve saygınlığına saldırma fiillerinin bir arada meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Hakaret suçunun mağdurun yokluğunda meydana gelmesi durumunda failin cezalandırılması için fiilin en az üç kişi tarafından bilinmesi gerekmektedir.
Hakaret suçlarının görsel veya işitsel medya veya digital aletler kullanılarak işlenmesi durumunda bu kayıtlar delil olarak kabul edilmekte ve ispata elverişli araçlar olarak uygulamada kabul görmektedirler. Sosyal medya, internet ve diğer dijital aletler aracı kullanılarak yazılı bir şekilde suçun işlenmesi halinde cihazlar üzerinde teknik inceleme yapılmakta ve bu teknik inceleme sonucuna göre karar verilebilmektedir. Bu husus TCK 125.Maddenin 2.fıkrasında ''...Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.'' şeklinde düzenlenerek hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay kararlarında hakaret suçları;
Yargıtay 18.Ceza Dairesi;
Olay günü suça sürüklenen çocuğun, polis memurlarına söylediği kabul edilen ''siz Allah mısınız lan'' şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinde hakaret hakaret suçunun unsurları oluşmamıştır.(E.2018/2468, K:2019/4500, T:05.03.2019)
Yargıtay 18.Ceza Dairesi;
Sanığın, katılanın telefonuna gönderdiği mesajda yer alan ''kahpe'' şeklindeki ifadesinin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğundan bu ifade hakaret suçunu oluşturur. (E: 2016/9967, K:2018/7239, T: 10.05.2018)
Yargıtay 18.Ceza Dairesi;
Olay günü sanığın, müştekiye söylediği kabul edilen '' terbiyesizlik yapma, pislik yapma, erkeksen gel yüzüme söyle'' şeklindeki sözü hakaret değildir. (E:2017/8129, K:2018/14490, T:07.11.2018 )
Yargıtay 18.Ceza Dairesi ;
Sanığın görevlilere hitaben ''siz eşkiyasınız'' şeklindeki nezaket dışı kaba hitap tarzı niteliğindeki ifadeleri, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeni ile hakaret suçunu oluşturmaz.
(Yargıtay 18. CD. 2019/13374 K.)
2-) Hakaret suçunun şikayeti;
Mağdurun şikayeti üzerine fail hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılır. Hakaret suçlarında şikayet süresi 6 aydır. Bu süre failin fiili veya faili öğrendiği günden başlayarak hesaplanır ve 6 ayın sonunda şikayet hakkının kullanılmaması durumunda şikayet hakkı düşer.
Hakaret suçlarında soruşturma ve kovuşturma koşulu TCK 131 ;
(1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.
Yargıtay 18.Ceza Dairesi;
''Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılanın facebook adresine gönderdiği mesaj içeriklerinin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi hatalı olmuştur.'' (Yargıtay 18.Ceza Dairesi; E.2017/3903, 2019/11183, T.25.06.2019)
3-) Hakaret suçunun cezası;
TCK 125.Maddenin 1.fıkrasında belirtilmiştir, buna göre hakaret suçunun ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hakaret suçunda fiilin işleniş şekline, failin kastının yoğunluğuna, failin şahsi,sosyal ve ekonomik durumuna göre ceza tayin edilmektedir. Kanunun belirlediği sınırlar içerisinde ceza miktarının tespiti hakim tarafından yapılmaktadır.
4-) Hakaret suçunun nitelikli halleri;
Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
TCK 125/(4) ; Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
TCK 125/5 : Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
5-) Hakaret suçunda mağdurun belirlenmesi;
Hakaret suçunun işlenmesi sırasındaki söz ve fiillerde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş ancak failin kastından, fiilin ifade ve yönelim şeklinden, yada herkesçe bilinebilecek şekilde mağdurun kastedildiğinin anlaşılması halinde hem hakaret hem de mağdur açıklanmış sayılır. (TCK 126 )
6-) TCK 125.Maddenin 1.fıkrasında mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesinden bahsedilmiş ve bu isnadın hakaret suçunun unsurlarından olduğu belirtilmiştir. Ancak TCK 127.Maddenin 1.fıkrasında isnat edilen olgu ve fiilin ispatlanmış olması veya suç teşkil edilmesi halinde kişiye ceza verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
İsnadın ispatı başlıklı maddenin düzenlemesine göre isnadın ispatı halinde faile ceza verilmeyecektir. TCK 127. Madde düzenlemesinin devamında isnadın ispatı kuralına örnekleme yolu ile açıklık getirmiştir. Buna göre hakaret suçu failinin isnat ettiği fiil ve olgunun kesinleşmiş mahkumiyet kararı verilmiş olması halinde isnad edilen fiil ispatlanmış sayılacaktır.
Türk Ceza Kanunun 127.maddesinin 2.fıkrasında ise farklı bir duruma ilişkin düzenleme getirilmiştir. Buna göre ''ispat edilmiş fiilinden söz ederek kişiye hakaret edilmesi halinde cezaya hükmedilecektir.
7-) Türk Ceza Kanunu 128.Maddede hakaret suçlarına ilişkin istisnai bir durumdan bahsetmiştir.
Maddenin başlığı iddia ve savunmanın dokunulmazlığı'dır. buna göre; Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
Madde başlığından anlaşılan savunmadan kasıt avukatlar, iddia'dan kasıt ise cumhuriyet savcılarıdır. Buna göre yargı görevi yapan avukat ve cumhuriyet savcılarının görevlerini yaparken ve sadece uyuşmazlık konusu ile ilgili olan somut isnadlar ile olumsuz ifadeler hakaret suçunu teşkil etmeyecektir. Ancak bu isnat ve değerlendirmelerin gerçek somut vakalara dayanması ve dava konusu ile ilgili olması gerekmektedir.
8-) Hakaret fiilinin haksız bir fiile tepki olarak verilmesi ve yapılması halinde haksız tahrik indirimi yapılacak ve faile verilecek ceza üçte birine kadar indirilebilir yada ceza vermekten vazgeçilebilir. Bu suçun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde faile ceza verilmez. Yine hakaret suçunun karşılıklı işlenmesi halinde faile verilecek ceza üçten bire kadar indirilebileceği gibi faile ceza verilmekten vazgeçilebilir.
9-) TCK 131. Maddesi 2 fıkradan oluşmakta ve kişinin hatırasına hakaret başlığını taşımaktadır. Buna göre öldükten sonra bir kişinin hatırasına hakaret eden kişi en az üç kişinin bilgisi ile hakaret suçundan cezalandırılabilir. Suçun alenen işlenmesi halinde verilecek ceza altıda bire kadar artırılabilir.
TCK 130.Maddenin 2.fıkrası ölüye hakareti düzenlemiştir. Buna göre; ''...Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.''
10-) Yargıtay 18. Ceza Dairesi yeni tarihli bir kararında, yüksek mahkeme kaba söz ve fiillerdeki yöresel farklılılara işaret etmiş şu kararı içtihat etmiştir;
''...Bu mahiyetteki sözler hakaret kabul edilemez. Yöresel olarak kullanılan ve hakaret içeren sözler de bu suçu oluşturacağı ancak suçun işlendiği yerin Erzincan olması, sanığın Ankara’da yaşadığı ve Kırşehir nüfusuna kayıtlı olduğu, sanığın bu durumu bilmesinin beklenemeyeceği gerekçesiyle itirazın reddedilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. Sanığın söylediği, kaba söz niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.''
11-) Hakaret suçunda TCK 62.Madde takdiri indirim sebepleri uygulanmalıdır.
Yargıtay 18.Ceza Dairesi;
‘’..Sanığın, 27/11/2014 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanması talebi bulunduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 62. maddesinde öngörülen "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi hususlar değerlendirilmeden “sanığın cezasında başkaca arttırma ve eksiltmeye yer olmadığına” biçimindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçe ile takdiri indirimin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışmasız bırakılması bozmayı gerektirmiştir.’’ (Yargıtay 18.Ceza Dairesi, T.10.09.2019, E.2019/5907, K.2019/11905)
Kommentare